11 Kasım 2011 Cuma

LETONYA


Yüzölçümü 64.000 km2 olan ülkenin başkenti Riga'dır. Letonya Baltık Devletlerin (Estonya, Letonya ve Litvanya) merkezindeki ülke olup Kuzey-doğu Avrupa'da, Baltık Denizi'nin doğu kıyısında yer almaktadır. Verimli ovalar ve orta yükseklikte tepeleri barındırır ve arazinin büyük kısmı deniz seviyesinin 100 metreden daha az üstündedir. Geniş bir akarsu ağına sahiptir, binlerce göl ve yüzlerce kilometre uzunluğunda çam ormanları, kumullar ve kesintisiz beyaz kumsalla çizilmiş işlenmemiş bir kıyısı bulunmaktadır. Ülkenin dili Letoncadır. Letonca Hint-Avrupa dil ailesinden olan bir Baltık dilidir. Dil yönünden tek akrabası Litvancadır ve dünyada yaşayan tüm Hint-Avrupa dilleri arasında en eski ve en az değişmiş dil sayılır.




Bölgenin yerleşik halkı olan Letonlar M.Ö. 3000 yıllarında Baltık kıyısına gelip yerleştiler. Uzun yıllar ticaretle uğraşarak geçimlerini temin ettiler. Letonya diğer Baltık ülkeleri gibi M.S. 9. asırda Vikinglerin istilâsına uğradı. 1201’de Almanlar, 400 yıl sonra Polonyalılar, sonra İsveçliler ele geçirmiş. Rusya’dan sonra, 1918’de bağımsızlıklarını ilan etmişler. Bağımsızlığın tadını çıkaramadan Naziler işgal etmiş. 1944’de Ruslar geri dönmüş. Muhalifleri Sibirya tatiline göndermişler! Letonya 1991’e kadar Sovyetler Birliğini meydana getiren 15 cumhuriyetten biri olarak kaldı. Rusya’da başlayan reform hareketleri neticesinde 1991’de Letonya bağımsızlığını ünlü şarkı devrimi ile kazanarak ilân etti. Rusya Federasyonu dâhil Avrupa devletleri Letonya Cumhuriyetini tanıdı. Sovyetlerden ayrıldığı 1991’den bu yana Letonya çok hızlı gelişti, Avrupa Birliği standartlarını yakaladı.

Letonya'nın kırmızı-beyaz renkteki bayrağı, dünyanın eskilerinden olup tarihi 13. Yüzyılda Cesis yakınlarında meydana gelen bir savaşa kadar uzanır. Bir efsaneye göre, ölümcülşekilde yaralanan bir kabile şefini savaş alanından taşımak için kullanılmış beyaz bir çarşaftan doğmuştur. Askerleri, savaşçının iki tarafı kana bulanmış çarşafını, kendilerini zafere taşıyan bir bayrak misali göğe çekmişlerdir.

Letonya’nın doğası, denizi, ırmak ve (sadece Riga’da 21 adet göl bulunmakta ve hepsinde yüzülebilmekte) gölleriyle doğal güzelliğiyle kendine hayran bırakıyor. Letonya'nın yarısından fazlasının ağaçlarla kaplı olması da kıskandırıcı bir durum. Leton ormanları kuzey iğne yapraklı ağaçları ve güney yaprak döken ağaçlarını barındıran karışık bir orman bölgesindedir. Bir çam ormanının yanında bir ıhlamur ormanı ya da diğer çeşitli türleri bulabilirsiniz. Leton ormanları ayrıca zengin bir böğürtlen, yaban mersini, yaban çileği, frambuaz miktarına sahiptir. Böğürtlen toplama sezonu Haziran sonundan Eylül sonuna kadar sürer. Bu aynı zamanda mantar toplama sezonudur (mantar toplama yarışmaları yapılmakta). Yaklaşık 35-40 çeşit mantar türü bulunmakta. En bilinen mantarlar, yenilebilir boletus, turuncu şapkalı boletus, horozmantarı ve rusulladır. Mantardan sos ve turşu yapılmakta. 1930'larda Letonya tereyağı ve domuz pastırması ihracatıyla biliniyorsa da, bugün de horozmantarı (en lezzetlisi bu mantarmış)ihracatıyla ünlüdür. Açıkça işaretlenmiş özel topraklar haricinde Leton ormanların zenginliği, böğürtlenler, mantarlar ve fındıklar herkes tarafından ulaşılabilirdir.

Letonya, dünya tarafından tescil edilmiş zengin ve çok yönlü bir kültürü sahip. Riga'nın 800 yıllık tarihi, Ortaçağ evlerinin ve kilise kulelerinin Art Nouveau ve eklektik mimari ile bir arada var olduğu şehrin yüzünde izini bırakmıştır. Riga'nın kültürel ve tarihi önemi, eski kent merkezinin UNESCO'nun "dünyanın en önemli kültürel ve doğal alanları" listesinde yer alması gerçeğiyle doğrulanmıştır.

Letonya’da özellikle başkent Riga’da festivaller, konserler, açık hava sinema gösterileri, tiyatrolar, yarışmalara rastlamak mümkün. Jelgava’da Uluslararası buzdan heykeller festivali, Uluslararası Baltık Bale festivali, Cesis sanat günleri, mayıs’ta Müze geceleri, Riga Opera Festivali, Saulkrasti Jazz Festivali ’Riga Rythms’  Uluslar arası müzik Festivali, Sigulda Opera Festivali, Cesis Müzik ve Sanat Festivali, Liepajas Dzintars müzik festivali gibi birçok kültürel etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır.

1873’te ülkedeki 45 koronun Riga’da verdiği konserle başlayan ve beş yılda bir gerçekleştirilen dünyanın en büyük ve en çok katılımlı festivalleri arasında yer alan  Letonya Müzik ve Dans Festivali’ 6-12 Temmuz tarihleri arasında yapılmaktadır. Letonya’nın dört bir yanından gelen küçük korolar ve dans gruplarının gösterileriyle renklenen şehrin, neredeyse her noktasında geleneksel kıyafetli Letonyalıları görmek mümkünmüş. Sabah erken saatlerde başlayan konserler ve halk şarkıları günün sona dek devam etmekteymiş. Estonya ve Litvanya’dan da gelen gruplarla etkinlik daha görkemli hale gelmekteymiş. Ülkenin bütün köy ve kasabaları en az bir dans grubu ve koro gönderiyormuş. Ayrıca bu küçük gruplar bir araya gelerek de dünyanın en büyük korolarını oluşturuyorlarmış. "Özgürlüğün sesi" olarak da nitelenen festival, 1990 yılında özgürlük hareketinin (şarkı Devrimi), doruğa ulaştığı dönemlerde 20 bin 399 kişilik katılımla, o güne kadar gerçekleşen en büyük festival unvanını almış. Festivalde her zaman binlerce kişinin büyüleyici uyumu ve ruhlarını ortaya koyarak yaptıkları gösteriler, izleyenleri kendilerine hayran bıraktırmaktaymış. 138 yıldır devam eden bu festival UNESCO, tarafından "İnsanlık Mirasının Sözel ve Manevi bir Şaheseri" olarak kabul edilmiştir.

Letonya, günümüzde bile korumasını bildiği zengin bir folklora sahip. Letonya ağırlıklı olarak hıristiyan olsa da, geçmişten gelen pagan geleneklerini hala sürdürmektedir. Sürdürebilmesinin nedeni sanırım pagan geleneklerine uygun bir doğaya sahip olması pagan ritüellerinin hala yapılabiliniyor olmasına bir etken. (Paganlar, doğanın kutsallığını kutlar ve herşeyde varolan ilahiliğe evrenin içinden akan ve hem görülebilen hem görülemeyen bilinemez ruha saygı duyarlar. Her erkek ve kadın bir pagan için güzel ve eşsiz bir varlıktır. Çocuklara da sevgi ve saygı duyulur ve kuvvetli bir toplum bilinci mevcuttur. Tabiatın vahşi hayvan ve kuşlara yuvalık eden açık alanları ve ormanlarına derin ve içten bir sevgi besler. Ritüelleri doğal döngüler ile uyum içinde olmamıza yardımcı olurlar, bu nedenle sıklıkla mevsimlerin dönüm zamanlarında, ay ve güneş’in safhalarında ve yaşamın herkesin kendi maneviyatını kendi özünün içsel sesi uyarınca bulması gerektiğine inanırlar. Doğa,İnsan, hayvan, bitki veya taş yaşayan herşeyin varlığına saygı duyar.)

Letonya'nın ruhu, kişinin doğanın kanunları ve ritmiyle uyum içinde yaşadığı tipik kırsal çiftliklerde ortaya çıkar. Tek aileli çiftlikler Letonya arazi yapısının ayrılmaz bir parçasıdır. Çoğu, yüzyıllar önce yapılanların görünümündedir. Eskiden kalan geleneklere uyulan ve yıllık festival ve bayramların neşeyle kutlandığı yerlerdir. Bu bayramlardan biri  'jani' (Yaz gündönümü) bayramıdır. Eski pagan tanrılardan janis'in adına düzenlenen bugünde, insanlar kutlama için genelde kırsal kesimde yaşayan ailelerinin yanına giderler. Yılın dönüm noktasını simgeleyen 'jani',  toprağın cömertliğini paylaşmaya başladıkça ilk biçilen otların günüdür. Günlerin en uzun olduğu bu dönem, ateş festivali olarakta kutlanır. Ekme ve biçme arasındaki mevsim haziran, aynı zamanda barış ve evlilik için geleneksel aydır. Haziranın 21. yani yılın en uzun günü ve güneşin en güçlü olduğu dönemi olması kutlanır. Eski geleneğe göre, yılın en kısa gece, bütün gece şenlik ateşleri yakılarak sabahlanır. Bütün gece uyanık kalınır eğer uyuyarak geçirirseniz geceyi, bütün yaz boyu uykuyla geçirileceğine inanılır. Rooms and doors are decorated with birch boughs, shed and barn doors are decorated with rowan branches and rooms are scented by sweet flag.Üvez ile sedef otundan tılsımlar yaparak evlerine ve korunması amacıyla evcil hayvanlarına takarlar. Başlarına ise yaz çiçeklerinden ve meşe yapraklarından yaptıkları taçlarını takarlar. Gün boyu rengârenk Jāņu zāles (tarla çiçekleri) toplayan Līgotāji (festivali kutlayanlar), çiftler halinde yılda yalnız bir defa bu gece açan gizli efsanevi eğrelti otunu armaya koyulurlar. Tanrının, bir görünümü olan güneş onuruna şenlik ateşler yakılır ve danslar edilir. Ateşler meşe ağacı (yine pagan kültürüne dayalı olarak, Meşe ve ıhlamur ağaçları Leton folklorundaki erkek ve dişil figürlerdir ve halk tarafından Letonya'nın ulusal ağaçları olarak görülürler.) ile yakılmakta. Aşıklar yakılan şenlik ateşlerinin üzerinden birlikte atlamakta (Adı değişik ama mantık aynı,  bizde nevruz Letonya’da Jani, İngilizce John, Slavca Ivan).  ve alevlerin üzerine çiçekler atarak, Neredeyse hiç (gece mavisi bir renk alır) karanlık olmayan bu günde güneşin doğuşuna kadar geleneksel danslarla ve şarkılarla eğlenilmekte. Jani, aynı zamanda geleneği korumak için eski bereket ritüelleri içinde uygun bir gecedir. Some people maintain an old Jāņi tradition of running naked through the morning dew to bathe themselves.Jani sabahı çıplak çiğ banyosu yaparak, bütün bir yıl güzellik ve dayanıklılık kazanılacağına inanılır. Akşam yemeğinde asıl konuklar Jani Geleneksel besin öğeleri olan peynir (özellikle kimyonlu peynir) ve biradır.


Bir diğer pagan kutlaması da Noel’dir. Gündönümü kutlaması (21 aralık): Yılın en kısa günü, kış gün dönümü olarak 21 Aralık’tır. Kuzey Yarım Küre Güneş’e doğru döndüğünde ekvatorun kuzeyinde bulunan ülkelerde yaz mevsimi, ekvatorun güneyinde bulunan ülkelerde de kış mevsimi yaşanır. Noel, yılın en karanlık ve en uzun gecesidir. Kış gündönümü, Hıristiyanlığın doğumundan çok önce paganlar tarafından kutlanmaktaymış. Hıristiyanlıktan sonrada İsa’nın doğum günü ile birleştirilmiştir. Güneşin, erkek tanrıyı temsil ettiği kabul edildiğinden, bu olay güneş tanrısının dönüşü olarak kutlanmaktadır ki tanrıçanın yeniden doğuşudur. Noel ağacı geleneğinin pagan Letonlardan çıkması çok normal. Letonya hakkında her araştırmamda karşıma pagan geleneklerini destekleyen bilgilerin çıkması. Geçmişlerine geleneklerine ve inançlarına bağlılıklarını göstermekte olduklarını düşündüm. Noel ağacının simgeleri de yine paganca (Çam ağacı aslında tüm süslemeleriyle ağaç ibadetlerinden kaynaklanır. Çelenkler hayat çemberini, Tanrıça’nın sonsuz döngüsünü (ayın daire biçimli evreleri), ve de esrarengiz hayvan yılanı sembolize eder. Üzerindeki ışıltılı süsler güneşin geri dönüşünü kuvvetlendirmek içindir. Parlak cam toplar kötülüğü ve kem gözü geri yansıtsın diyedir. Şeker çubuklarsa aslında dilek çubuklarının yeniden anımsanmasıdır. Beyaz ve kırmızı renkteki baston şekerler, Tanrıça’nın sütü ve kanı(hayat suyu) vurgulanır. Buzul saçakları bereket büyüsüdür. Bu saçaklar baharda gelip toprağı yeşertecek yağmuru simgeler. Çanlar evin havasını arındırmak için ve dost ruhları davet için asılır. Çam ağacının tepesindeki yıldızsa aslında pentagramdır, (hava-toprak-ateş-su ve kutsal ruh) en tepede bulunmasıyla göğe yakın tanrısal bir sembol haline getirilir. Çobanpüskülü ve sarmaşık, erkek ve dişi olarak; kadına ve erkeğe iyi şans ve üretkenlik getirir. Çobanpüskülü, küçük otlar, konik çamlar, meşe palamutları Tanrıyı, tamamlanmış bir çember şeklindeki çelenkse hayat çarkını ve Tanrıçayı temsil eder. Bu çelenk niyetlere göre kurdeleler ve Tanrı bitkileriyle dekore edilmesi Tanrı ve Tanrıçanın tek bir kombinasyonda dekore edilmesini sağlamaktaymış.) Letonlar Jani’de olduğu gibi Yeni Yıl’ıda, aile ile birlikte kutlar. Yeni yılda buharda pişirilmiş bezelye içeren yöresel bir yemek yerler. Bu bezelye ağırlıklı yemeği yemek, gözyaşlarını geride bir önceki senede bırakmayı sembolize edermiş.

Letonya’da pagan geleneklerinin yanı sıra şaman gelenekleri de sürmekte ağustos ayının sonunda ekinler toplanır, işler biter ve yağmur başlar. Ardından atalarını anmak için bir ay boyunca hergün yemek yapılır ve kapının önüne konulur. Ölülerin ruhlarının yediğine inanılır. Bir diğeri ise, şubat ayında kutlanmakta. kışı korkutmak, yazı ve güneşi çağırmak için düzenlenen bayramda,10-20 kişi toplanıp değişik eski giysiler giyip, maskeler takarak ve ormana duaya çıkılır. Kış korkutularak sıcak günler çağırılır.

Letonlar kültürlerine oldukça bağlı, gelenek ve görenekler yaşamın bir parçası adeta. Geleneklerini hiç değiştirmeden festival havasında kutlamak en büyük özellikleri. Sıkıntılarını  ve isyanlarını dans ve şarkı ile  ifade etmekteler. Letonya  Hıristiyan ve İbrani geleneklerinin yanı sıra Alman ve Slav kültürlerini de kendi bünyesinde bulundurmakta ve kültür zenginliğiyle de dünyanın yeni gözdeleri arasına girmiş durumda.
Ülke Kodu: LV
Telefon Kodu:
+371

nüfus: 68.7 yıl  Nüfusun etnik dağılımı: Letonyalı %56.5, Rus %30.4, Beyaz Rus %4.3, Ukraynalı %2.8, Polonyalı %2.6, diğer %3.4
Din: Lutherci, Roma Katolikleri, Rus Ortodoksları
Diller: Letonyaca (resmi), Litvanyaca, Rusça,
Letonya genelinde İngilizce ve Rusça yaygın olarak konuşulur, ayrıca Almanca, Fransızca ve İskandinav dilleri de sıklıkla kullanılmaktadır.
Eğitim: Okur yazar oranı: toplam nüfusta: %100
Letonya dünya üzerinde geleneksel olarak kişi başına öğrenci olma oranı en yüksek ülkelerden biridir. Devlet, parasız ilk ve orta öğretimi garanti etmekte ve yüksek öğrenim için burslar sunmaktadır. Letonya aynı zamanda derslerin Beyaz Rusça, Estonca, İbranice, Litvanca, Lehçe, Latince, Rusça ve Ukraynaca verildiği devlet destekli etnik azınlık okullarına da sahiptir.
Adı:Latvija" ismi, Kurlandiyalılar, Selonyalılar ve Semigallianlarla birlikte bugünün Letonya insanının etnik çekirdeğini oluşturan dört Hint-Avrupa Baltık kavminden biri olan eski Latgalialılardan gelmektedir.
Şehirleri :Rīga, Daugavpils, Liepāja, Jelgava, Jūrmala, Rēzekne, Ventspils,
Para Birimi: Lats  Kodu: LVL Simge: Ls  Lats 1993'te yeniden tanıtılmış ve Avrupa'nın en durağan, güvenli ve değerli para birimlerinden biri olmuştur.
Din: Lutherciler, Katolikler ve Rus Ortodoksları. 16. Yüzyıl dini devriminden beri Lutheran Kilisesi Letonya'da lider konumundadır.


sonraki yazım Riga hakkında olacaktır.

Hiç yorum yok: